Endişeye değil Mutlu anlara odaklan

Tüm hayatımızı endişe girdabında yaşıyoruz. Endişe hayatımızı esir almış. Olmayacak şeylere kafayı takıp duruyoruz. Farkında olmadığımız şey ise mutlu anları kaçırdığımız gerçeği.

Gülen insanlar, mutlu olan insanlar hayatın bu endişe yükünden kurtulurlar ve hayata odaklanırlar. Başımıza kötü şeyler gelmiş olabilir. Güvendiğimiz insandan kazık yemiş veya sevdiğimiz insanlardan kötü şeyler görmüş olabiliriz.

Endişe asla yarının kederinden kurtarmaz; sadece bugünün neşesini baltalar.
Leo Buscaglia

 Ama yine de gerçek değişmez. Endişelenmekten vazgeçmeliyiz ve hayata odaklanmalıyız.

Peki bunu nasıl yapacağız.
Bir kaç yöntem önereceğim.
[post_ad]
Endişe genellikle gelecek kaygıları ile ortaya çıkar yani genellikle yaşanmamış ama yaşanması olası bir durum üzerinden insanlar endişe duyarlar. Böyle bir durumda yapılması gereken en güzel şey gelecek ile olaylara şu an içinde endişe duymamaktır.

Endişeyi büyüten tek şey o konu üzerinde düşünüp durmaktır. Eğer düşüncemizi durdurursak endişe bizi bırakacaktır.

Endişe huzurumuzu kaçıran bir etkendir ve bunun için yapılacak en güzel şey başka bir şeylere odaklanmaktır. Kafamızı endişelendiğimiz konudan uzaklaştırmak ve başka bir şeye yönelmek endişeyi azaltır.

Üstünde taşıdığın zırhı çıkar ve yel değirmenlerine saldırmayı bırak. Hepimiz don kişotu okumuşuzdur. Yel değirmenlerine bir dev olduğunu düşündüğü için saldırır durur. Bizde hayatımız boyunca bazı küçük konuları dev boyutuna getirmişizdir. Üstümüzde bizi koruyacağına inandığımız zırh aslında bizim özgür olmamızı engeller. Gerçek her zaman daha yalındır.

Sayfamıza abone olmayı unutmayın